
Homeopati, dünyada yılda 550 milyondan fazla insanın kullandığı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından en çok tercih edilen tamamlayıcı tıp yöntemidir ve Avrupa’da toplumun yarısından fazlası Homeopatik tedaviyi seçmektedir.
Sanıldığının aksine Homeopati Dünya Sağlık Örgütü’nün tanıdığı bir bilim dalıdır ve en zararsız ve ekonomik tedavi biçimlerinden biridir.. Zararsız oluşunun bir kanıtı olarak Homeopatik ilaçlar hayvanlar üzerinde denenmez, insanlar üzerinde denenir.
İnsanlar şifayı her zaman doğada aramıştır ve doğa ile şifa bulmuştur. İnsanı iyileştirecek her şey dünyada birçok doğal kaynakta mevcuttur. Tamamen bitki, mineral gibi doğal ürünlerden ilaç (remedy) hazırlayan Homeopati’nin tarihi bu anlamda on binlerce yıllara dayanmaktadır.
Ancak Homeopati’nin en önemli yasası olan ‘Benzerlik Yasası’ ilk kez Hipokrates (İ.Ö 460) tarafından dile getirilmiş ve Homeopati, Alman Kimyagar ve Doktor Samuel Hahnemann (1755-1843) tarafından yaklaşık 250 yıl kadar önce sistematik bir bilim dalı haline getirilmiş ve dünyaya yayılmıştır.
“Benzeri benzer ile tedavi etmek” Homeopati’nin temel ilkesidir. Benzer ile tedavi etmekten kasıt, kişinin yapısı, hastalıkları ve şikayetlerine en uygun ve ona en çok benzeyen ve tüm rahatsızlıklarına en iyi gelecek tek bir remedy (Homeopatik ilaç) seçmektir.
Bu tedavideki amaç, hastaya zarar vermeden, ılımlı ve güvenilir bir yolla hastalığı tümüyle ve kökten iyileştirmektir. Hastaya verilen Homeopatik ilacın hastalık belirtilerine benzer ve en düşük dozda olması, tek ilaç kullanılması ve bütüncül bir iyileşme sağlanması tedavinin temel özellikleridir. Ayrıca, Homeopatların verilecek remedy (Homeopatik ilaç)’i seçmek hususunda kapsamlı bir eğitime sahip olması ve her bireyi hem fiziksel, hem ruhsal, hem de zihinsel olarak detaylı analiz edip ona en uygun tedaviyi belirlemesi gerekir. Aynı hastalığa her birey değişik tepki gösterir; bu nedenle her hasta kendine özgü semptomlarla ele alınır ve ona uygun remedy verilir.
Homeopati, “Hastalık yoktur, hasta vardır” yaklaşımıyla uygulanır, tedavi kişiye özgü yapılır.
Homeopati Nedir?
Homeopati, dünyada yılda 550 milyondan fazla insanın kullandığı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından en çok tercih edilen tamamlayıcı tıp yöntemidir ve Avrupa’da toplumun yarısından fazlası Homeopatik tedaviyi seçmektedir.
Sanıldığının aksine Homeopati Dünya Sağlık Örgütü’nün tanıdığı bir bilim dalıdır ve en zararsız ve ekonomik tedavi biçimlerinden biridir.. Zararsız oluşunun bir kanıtı olarak Homeopatik ilaçlar hayvanlar üzerinde denenmez, insanlar üzerinde denenir.
İnsanlar şifayı her zaman doğada aramıştır ve doğa ile şifa bulmuştur. İnsanı iyileştirecek her şey dünyada birçok doğal kaynakta mevcuttur. Tamamen bitki, mineral gibi doğal ürünlerden ilaç (remedy) hazırlayan Homeopati’nin tarihi bu anlamda on binlerce yıllara dayanmaktadır.
Ancak Homeopati’nin en önemli yasası olan ‘Benzerlik Yasası’ ilk kez Hipokrates (İ.Ö 460) tarafından dile getirilmiş ve Homeopati, Alman Kimyager ve Doktor Samuel Hahnemann (1755-1843) tarafından yaklaşık 250 yıl kadar önce sistematik bir bilim dalı haline getirilmiş ve dünyaya yayılmıştır.
“Benzeri benzer ile tedavi etmek” Homeopati’nin temel ilkesidir. Benzer ile tedavi etmekten kasıt, kişinin yapısı, hastalıkları ve şikayetlerine en uygun ve ona en çok benzeyen ve tüm rahatsızlıklarına en iyi gelecek tek bir remedy (Homeopatik ilaç) seçmektir.
Bu tedavideki amaç, hastaya zarar vermeden, ılımlı ve güvenilir bir yolla hastalığı tümüyle ve kökten iyileştirmektir. Hastaya verilen Homeopatik ilacın hastalık belirtilerine benzer ve en düşük dozda olması, tek ilaç kullanılması ve bütüncül bir iyileşme sağlanması tedavinin temel özellikleridir. Ayrıca, Homeopatların verilecek remedy (Homeopatik ilaç)’i seçmek hususunda kapsamlı bir eğitime sahip olması ve her bireyi hem fiziksel hem ruhsal hem de zihinsel olarak detaylı analiz edip ona en uygun tedaviyi belirlemesi gerekir. Aynı hastalığa her birey değişik tepki gösterir; bu nedenle her hasta kendine özgü semptomlarla ele alınır ve ona uygun remedy verilir.
Homeopati, “Hastalık yoktur, hasta vardır” yaklaşımıyla uygulanır, tedavi kişiye özgü yapılır.
Dünyada Homeopati
Alternatif bir tıp sistemi olarak Homeopati, klinik olarak etkinliği, bilimsel temeli ve yan etkisi olmaması özellikleri ile popülerlik kazanmaktadır.
Homeopati, resmi olarak birçok ülkenin Sağlık sistemlerince tanınmaktadır. Hali hazırda 80’den fazla ülkede uygulanmaktadır. 42 ülkede tek başına bir tıp sistemi olarak yasal olarak tanınmaktadır ve 28 ülkede tamamlayıcı ve alternatif tıbbın bir parçası olarak kabul edilmektedir.
İngiltere Kraliyet ailesi üç nesildir Homeopati kullanmakta ve tavsiye etmektedir. İngiltere gibi kimi köklü ülkelerde Royal London Homeopathic Hospital başta olmak üzere Homeopatik hastaneler hizmet vermektedir.
Dört Avrupalıdan üçü Homeopati’yi bilmekte ve bunlardan yüzde 29’u kendi sağlığı için Homeopati kullanmaktadır. Homeopati, Avrupa ülkelerindeki çocuklarda en sık kullanılan tamamlayıcı ve alternatif tıp sistemidir.
Homeopati, Orta ve Güney Amerika ülkelerinde (Brezilya, Şili, Kolombiya, Kosta Rika, Küba, Ekvador, Meksika), Avrupa ülkelerinde (Belçika, Bulgaristan, Almanya, Macaristan, Litvanya, Portekiz, Romanya, Rusya, İspanya, İngiltere) ve Asya’da (Hindistan, Nepal, Pakistan, Sri Lanka, Bangladeş) resmi olarak tanınmaktadır. Brezilya, Hindistan, Pakistan, Sri Lanka, Meksika, Bangladeş ve Birleşik Krallık’ta temel sağlık hizmetlerine entegre edilmiştir.
Homeopati’ye ulaşabilirlik, dünyanın çeşitli bölgelerindeki sınırlamaların yanı sıra sürekli genişlemektedir.
Ülkemizde Homeopati
Ülkemizde Homeopati; Geleneksel, Alternatif, Tamamlayıcı Tıp (GATT) Uygulamaları kapsamında son yıllarda Sağlık Bakanlığımız ve devletimizin özenli çalışmaları ile resmiyet kazanmıştır.
Türkiye’de Homeopati, yaklaşık 17 adet Tıp, Eczacılık, Diş Hekimliği ve Veterinerlik Fakültesi’nde lisans ve lisansüstü eğitim programlarında ders olarak okutulmaktadır.
İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa gibi büyük şehirlerimizde kimi devlet hastaneleri, araştırma hastaneleri ve özel hastanelerde Homeopati klinikleri açılmış ve hizmet vermektedir.
Çok yakında ülkemizde daha çok hastanede ve özel klinikte hak ettiği saygın yerini alacaktır.
